'Life'
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Dünyanın binbir türlü hali var!
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Yüzleşme

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Acantha Winter Psyche
Manken
Acantha Winter Psyche


Mesaj Sayısı : 49
Kayıt tarihi : 17/09/09
Yaş : 38
Nerden : Londra

Yüzleşme Empty
MesajKonu: Yüzleşme   Yüzleşme EmptyPaz Ocak 10, 2010 2:32 pm

Gözlerini hafifçe araladığında ortalığın hala karanlık olduğunu gördü Winter. Başını yavaşça kaldırıp saate baktı. Sabahın üçüydü. İki saat bile uyumamış olmalıydı ama kendisini yorgun hissetmiyordu. Belki de bunun nedeni mutluluktu. Bu düşünceyle kafasını salladı. Bu kadar kısa süre içinde nasıl Dwayne’e karşı bir şeyler hissettiğini anlamıyordu. Acaba bahsettikleri gerçek aşk bu olabilir miydi? Hala uyuyan adamın meleksi yüzüne baktı ve cevabı orada gördü. Evet, bu kesinlikle aşk olmalıydı. Oturup saatlerce onu izlemek istiyordu. Belki Dwayne onu bir daha görmek istemeyecekti ama Winter bundan sonra her zaman onunla olmak istiyordu. Ve bunun için ne gerekiyorsa yapabileceğini hissediyordu. Yarım saat düşüncelerle ve Dwayne’e sarılarak yattıktan sonra kalkıp mutfağa gitti. Daha fazla düşünmek istemiyordu. Uyumakta istemiyordu. Bir şeylerle ilgilense iyi olacaktı. Bir süre kahvaltıyı hazırlamak için uğraştıktan sonra yatak odasına geri döndü. Keşke bir an önce Dwayne uyansaydı ve ne olacaksa olsaydı. Acaba Dwayne onu sever miydi? Yoksa tek gecelik bir ilişki miydi? Eğer öyleyse birkaç saat sonra uyanacak ve doğru düzgün bir şey söylemeden çekip gidecekti. Bu mesele de burada kapanacaktı. Bunu düşündükçe içine bir sıkıntı basıyordu ve böyle bir şeyin olmasını engellemesi gerektiğini düşünüyordu.

Ses çıkarmamaya çalışarak Dwayne’in pantolonunun ceplerini karıştırdı ve cep telefonunu buldu. Evet, çok çocukça görünüyordu ama aklına başka bir şey gelmemişti. Kendi numarasını tuşlayıp bir defa çaldırdı ve telefonu tekrar yerine koydu. Şimdi biraz daha huzurluydu. En azından ona ulaşabilecekti. Sonra tekrar Dwayne’in yanına uzandı ve uykuya daldı.

Birkaç saat sonra tıkırtılara uyandı. Dwayne giyiniyordu. Yani gidecekti; hem de Winter’a bir tek şey bile söylemeden. Tam tahmin ettiği gibi… Bundan nefret ediyordu Winter. Neyse ki önlemini almıştı. Bu biraz rahatlamasını sağlıyordu. Dwayne banyoya geçtiğinde kalkıp o da üzerine bir şeyler giydi. Saçlarını da düzelttiğinde Dwayne de çıkmıştı. Winter adamın gözlerinin içine bakarken o da gözlerini kaçırmıyordu ama gözlerinde sevgiye dair kırıntı bile yoktu. Kalbinde ki acıyı yok saymaya çalıştı. “ Hemen çıkacak mısın?” Dwayne bıkkın ve soğuk bir sesle cevap verdi. “ Evet, işlerim var.” Winter daha fazla konuşmak istiyordu ama bir şey söylemedi. Dwayne kapıya giderken onu takip etti. İkisi de hiçbir şey söylemedi. Sadece Winter, tam çıkacakken eğilip dudaklarına derin bir öpücük kondurdu. Dwayne gittikten sonra mutfağa gitti ve ikisi için hazırladığı kahvaltıya tek başına otururken gözyaşlarına boğuldu.


* Üç Gün Sonra *

Üç gündür sürekli bir şeylerle uğraşmıştı ki işlerin yoğunluğu zaten yeterli olmuştu. Sabah erkenden evden çıkıyor ve akşam geliyordu. Biraz TV izleyip hemen yatıyordu. Ama daha fazla dayanabileceğini sanmıyordu. Kendisine iş çıkarıp durması ve Dwayne’i düşünmemek için elinden geleni yapması falan. Tüm bunlara bir son vermeliydi. Bir yandan korkuyordu aslında. Reddedilmekten veya tamamen cevapsız bırakılmaktan korkuyordu. Ama böyle devam ederse tüm şansını kaybedecekti. Elinde ki telefondan aradığı numarayı bulup ‘ara’ tuşuna basarken kendi kendine söylendi. “Lanet olsun!” Telefon üç defa çaldıktan sonra açıldı. Dwayne’in sesini duyunca nefesi kesilmişti.

“ Alo!”
“ Selam, Dwayne. Ben Winter. Şey, nasılsın?”
“ İyiyim, ya sen?”
“ İyiyim, sağ ol. Rahatsız ettiysem kusura bakma ama eğer işin yoksa…”
“ Aslında çok meşgulüm. Sonra konuşsak.” Winter dudaklarını ısırdı ve bu bahaneleri yutmayacağını düşündü.
“ Dwayne, lütfen. Benden kaçman gerekmiyor. Öğle yemeğini birlikte yiyelim? Tottenham Court Road’da”

Bir süre sessizlik oldu ama Winter pes etmeye niyetli değildi. “ Tamam? Görüşürüz.”
“ Pekala, görüşürüz.” Dedi Dwayne sonunda. Zafer kazanmış gibi bir edayla sırıttı ve hazırlanmak için odasına koştu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Eugen Dwayne Russell
Adli Tıp Çalışanı
Eugen Dwayne Russell


Mesaj Sayısı : 55
Kayıt tarihi : 17/09/09

Yüzleşme Empty
MesajKonu: Geri: Yüzleşme   Yüzleşme EmptyCuma Ocak 29, 2010 9:05 pm

Bip. Bip.

***
Bip.Bip.Bip.

“ Lanet olsun!” Dwayne söylenerek yattığı yerden fırladı. Saat sabahın yedisini gösteriyordu çağrı cihazına düşen adres ise on beş dakikadır lanet aletin ötmesini e neden oluyordu. Gömleğini üzerine giyerken ekrandaki adrese baktı. Evine pek uzak olmayan bir kiliseydi. Tim’in fazla sinirlenmeyeceğini düşünse yürüyerek bile gidebileceği mesafedeydi fakat Tim her zaman sinirli ve azarlamayı seven bir baş olduğu için Dwayne bile artık yola gelmiş sayılırdı. Çok fazla işe geç kalmıyor, dosyaları ve raporları zamanında teslim ediyordu. Ve Tim’den de nefret etmiyordu, garip bir adamdı ama kesinlikle yeri geldiğinde eğlenceli birisi oluyordu. Arabasının anahtarlarını alarak evden çıktığından uyanalı sadece beş dakika olmuştu.

Dindar bir ailede büyümüş olmasına rağmen pek fazla kiliseye gitmezdi Dwayne. Ailesi baskıdan yana değillerdi, Dwayne’i de kiliseler de gereksiz bir korku basardı. O kasvetli hava, pederlerin her şeyi biliyormuşçasına size yönelttikleri bakışları, rahatsız oluyordu işte kiliselerde Dwayne. Kilisenin büyük ve antika gibi duran bahçe kapısından içeriye girerken kiliselerden ne kadar nefret ettiğini düşünüyordu. Genç bir kız öldürülmüştü ve sabah peder tarafından bulunmuştu ön bilgilere göre bunun bir ayin olduğunu söylüyorlardı. Aslında ne olduğu ya da olmadığı Dwayne’in umrunda değildi. Cesedi inceleyecek, raporunu yazacak ve gerisini ekibin geri kalanına bırakacaktı.

***

“ Ön raporları masana bıraktım Brian, tamamen incelemeyi yemekten sonra yapacağım. Takdir edersin ki yoruldum.”
“ Tamam, çıkıyor musun?” “ Yarım saate, sanırım. Özür dilerim.” Çalan telefonu cevaplarken ofisten çıktı.
Telefonu kapattığında kime randevu verdiğini çözmeye çalışıyordu. Aslında gidip gitmemek konusunda da kararsızdı, sonuçta tanımadığına emindi telefondaki ama yine de merakına yenik düşerek Tottenham Court Road’a doğru yola çıktı.

“ Buradayım, Dwayne.” Kendisine sesleneni gördüğünde üç gün önce tanıştığı Winter’ı hatırlamıştı, ama telefon numarasını neden vermişti ki? Winter’ın karşısına otururken tedirginlikle “ Merhaba.” dedi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Acantha Winter Psyche
Manken
Acantha Winter Psyche


Mesaj Sayısı : 49
Kayıt tarihi : 17/09/09
Yaş : 38
Nerden : Londra

Yüzleşme Empty
MesajKonu: Geri: Yüzleşme   Yüzleşme EmptyPerş. Şub. 04, 2010 11:12 pm

Rahat görünmeye çalışıyordu ama aslında fazlasıyla stresliydi. Derin nefes al. Ver. Al. Ver. Nerede kalmıştı bu adam? Tamam biraz çabuk hazırlanıp çıkmıştı, yine de geç kalmıştı. Meraklı gözlerle etrafı seyrederken onu gördü. Hiç değişmemişti sanki? Ah, zaten üç gün içinde ne kadar değişmesini bekliyordu ki? Kesinlikle kafası yerinde değildi. Onu görünce elinde olmadan ayağa fırladı ve fazla bağırmamaya çalışarak seslendi. Masaya gelip oturduğunda heyecanının dinmesini dilerdi ama çok daha kötüydü. Ellerinin titrememesi için masaya bastırmıştı. Gözlerine bakmamaya çalışarak “Merhaba.” Dedi.

Bir süre sessizlik içinde oturdular. Dwayne çok tedirgin duruyordu. Sıkıntıyla sürekli Winter dışında ki her şeye bakıyor ve dizlerini sallayıp duruyordu. Dudaklarını sanki asla konuşmayacakmış gibi birbirine bastırmıştı. Sonra sipariş almak için garson geldi ve bir iki kelime ettiler; ama tabii ki birbirlerine değil. O gittikten sonra Winter hayatın nasıl gittiğine dair basit sorular sordu ama hiçbir ilerleme kaydedemiyorlardı. Dwayne ya kısa kısa cevaplar veriyor ya da başını sallıyordu. Sonunda dayanamadı ve " Tanrı aşkına, Dwayne, konuşmayı düşünüyor musun?" dedi sakince ve ne kadar bıktığını anlatmak istercesine içini çekti.

" Sorularına cevap veriyorum." diye cevap verdi karşısındaki adam, çok daha sakin bir tonda.

" Ara sıra sen konuşsan da ben cevap versem? Seni konuşturmaya çalışırken yoruldum." Kendini tutamayıp gülümsedi. Her ne kadar çekilmez ve sinir bozucu olsa da, Dwayne karşı konulmaz birisiydi. Ve o an her hareketiyle hala Winter'ı etkileyebildiğini kanıtlamıştı. "Şey, telefon numaramı sana ne zaman verdiğimi hatırlamıyorum. " Winter yüzündeki gülümsemenin hafifçe solduğunu hissetti. Bunu itiraf etmek zorundaydı ki bu aynı zamanda onu ilk andan beri nasıl düşündüğünü de itiraf etmek olacaktı. " Hatırlamaman normal çünkü sen vermedin" dedi havadan sudan bir sohbetteymiş gibi rahat görünmeye çabalayarak. Adamın soru soran gözlerine bakmak için kendini zorlayarak cevap verdi. " Sen uyurken aldım. Kusura bakma, hoş olmadığını biliyorum ama... Seninle tekrar görüşmek istiyordum ama bunu senin de isteyip istemeyeceğinden emin değildim ve bunu riske atamazdım. Ve zaten sende pek istekli değil gibisin. Bu yüzden yanlış bir şey yaptığımı düşünmüyorum." Bu kadar çabuk içindekileri anlatabildiği için rahatlamıştı ama korkmaya da başlamıştı. Çünkü gerçekler söylenmeye başladığında Dwayne de aynısı yapar ve gitmek istediğini söylerse ne yapardı bilemiyordu. Aslında bunu engellemek için her şeyi yapabileceğinin de farkındaydı; ne yapacağını bilmese de.

Kısa bir sessizlikten sonra Dwayne mükemmel sesiyle ve gözlerinin içine bakarak konuştu. " Haklısın pek istekli değilim. Sadece yaptığım şey için özür dilerim ama benden ne bekliyorsan ben onu yapamam. Henüz buna hazır değilim. Ben öyle biri değilim. Adi, pislik her ne dersen ben buyum." Winter kısa bir şok yaşadı ama gözlerine dolan yaşları çabuk bastırdı. Aslında ne beklediğini bilmiyordu. Onunla bir gece yattıktan sonra sabah bir şey olmamış gibi çekip gitmişti ve onu buraya çağırdığında hiçbir şekilde umutlanmaması gerektiğini bir aptal bile anlayabilirdi. Ama Winter aptaldan da öte bir şeydi; o Dwayne'e sırılsıklam aşıktı. " Hayır." dedi kendine güvenerek. " Hayır, Dwayne. Sen bu değilsin. Kendini nasıl gördüğünün farkındayım. Sen bunu kabullenmiş olabilirsin ama ben kabullenmek istemiyorum. " Dwayne'le birlikte derin bir nefes aldı. Karşısında oturan o mükemmel adam ondan şimdiden bıkmış gibiydi ama söylediği gibi bunu kabullenemezdi. "Hadi ama Dwayne. Her gün onlarca kızla yatıp kalkıyor olabilirsin. Onlar senin dönüp gittiğin gibi gittiler. Ama ben gitmiyorum ve gitmeyeceğim. Bana karşı hiçbir şey hissetmediğini söyleme."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Eugen Dwayne Russell
Adli Tıp Çalışanı
Eugen Dwayne Russell


Mesaj Sayısı : 55
Kayıt tarihi : 17/09/09

Yüzleşme Empty
MesajKonu: Geri: Yüzleşme   Yüzleşme EmptyC.tesi Şub. 20, 2010 9:31 pm

" Bak Winter, gerçekten seni üzmek istemem. Ama benden istediğini tahmin ettiğim şey, yapabileceğim bir şey değil. Bence sende onlar gibi çekip gitmelisin, çünkü benim yaşayış stilim bu değil. Ben yalnızca 'ben' olmak istiyorum Winter. Beni anlayabiliyor musun?" Dwayne liseye kadar kimse onu istemediği için 'ben' olarak yaşamıştı, lisede ise birden bire parlayan yıldızıyla her gün bir başkasıyla olduğu için yine 'ben' olmaya devam etmişti. Dwayne sevebileceğine inanmıyordu, aslında sevmek değil de bağlanmak onu zorlayacaktı olandı. Winter'a baktı. Sanki diğerlerinden farklıydı, gözlerindeki ışık daha önce görmediği bir şeydi. Diğer kızlardaki o adlandıramadığı iticilik yoktu. Winter içten ve samimi duruyordu. Bu gün bu konuşmayı yapıyor olması bile onun farklılığının bir kanıtıydı. Sevdiği, inandığı uğruna bir şeyler yapıyordu. Bir an karşısında oturana karşı hislerinde büyük bir değişiklik hissetti genç adam. Bu da bir çeşit ilk görüşte aşktı sanki. Çünkü Winter'a ilk kez gerçek anlamda şimdi bakmıştı. Şu an onun içini, kişiliğini, hayatını görmek istiyordu. Hayatını paylaşmak.

Karşı cins onun için her zaman sadece dış görünüşten ibaret olmuştu, şimdi neden Winter'ın içini görmek istediğine kendisi de anlam veremiyordu aslında ama tek bildiği şey bu kadını tanımak hatta onu sevmek istediğiydi. Sevmek düşüncesi bir an irkilmesine sebep oldu, " Yani demek istediğim Winter, ben sana acıdan başka bir şey veremem." cebinde titreyen telefona önce elini attıysa da sonra açmaktan vazgeçti. Winter ile elinde olan zamanı iyi değerlendirmek istiyordur , sadece onun ve Winter'ın olduğu rahatsız edilmedikleri bir zaman ve yer. Ama Winter'a acı çektirmek de istemiyordu ve Dwayne'in siciline bakıldığında, Winter'ı mutlu etmesi olanaklı gibi görünmüyordu. Düşünceleri, hisleri nasıl aniden bu kadar değişmişti ki? Yalnıza kendi zevkini önemseyen Dwayne, nasıl oluyordu da şimdi birisinin mutluluğunu düşünüyordu? Winter ile gelecek planı çok kötü gözükmüyordu aslında. ' Kendine gel Dwayne!' beyninin içinde yankılanan ses kesinlikle mantığının sesiydi, ama hayatında ilk kez Dwayne kalbinin sesini dinlemeyi seçmek üzereydi.

"Tabii ki anlıyorum, Dwayne. Üstüne gelmek istemem ama senin de beni anlamanı istiyorum. Demek istediğim şu; acı veya mutluluk her ne getirecekse seninle olmaya hazırım. Bir şey hissetmediğini biliyorum ve şimdiden bunun acısını hissediyorum. Ve evet, buna rağmen istiyorum. Sadece denemeni istiyorum, Dwayne."

Gülümsedi. Yalnızca gülümsedi ve tek kelime edemedi. Winter da özel olan neydi de bir öğle tatilinde Dwayne'in neredeyse bütün tabularını yıkabilmişti. Düşünmeden Winter'ın elinin üzerine elini koydu ve hafifçe sıktı, " O zaman büyük ihtimalle bunu deneyebilirim Winter. Sanırım saçma sapan mutsuz ediyorum kuruntularımdan kurtulmalıyım çünkü bir beyefendinin isteyeceği ve yapacağı tek şey seni mutlu etmek olur. Ve tersini düşünsen de ben bir beyefendiyim Winter." Sözlerin ağzından çıkışının ardından, küçük bir şoka girdi. Bunları nasıl söyleyebilmişti ki? Bir an önce kendisine gelmesi lazımdı. Fakat gelmeyi de istemiyordu Winter kesinlikle onu büyülemişti.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Yüzleşme
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
'Life' :: İngiltere :: Bishopsgate :: Tottenham Court Road-
Buraya geçin: